12 Nisan 2023 Çarşamba

Bana Gör'e-2

    Bana göre diyerek başladığım her cümlenin, kişiliğimin nüfus cüzdanı olduğunu farkediyorum. Nüfus cüzdanında yazan ana adı-baba adı, kişiliğimde var olan bana göre'ler...
Farkı var mı, sanmam.
Kime göre?
Bana gör'e!
Epey zaman oldu bana görünenleri anlatmayalı. Hayatın karanlığıyla boğuşmak tüm kelimelerimi tükettiği için buraya yazacak bir şey bulamamıştım. Bugün kendimle olan kavgamı duvara astım. Çok yorulduğumu o an derin bir iç çektiğimde farkettim. Neden durmadan savaşmak zorunda hissettiğimi bile bilmediğim bu düello benden günlerimi, anlarımı çalıp gidiyor. Ve hatta öyle zıtlar ki düşüncelerim sanki dünya üzerinde ilk kavgayı Habil ve Kabil değil ben çıkarmışım gibi. Etrafa dökülen boyalar, duvara astığım tabloyu güzelleştirmek uğrunda ki hatsiz çabalarım. Hatsiz diyorum çünkü mahkeme duvarlarını renklendirecek bir cesaret taşıyorum içimde. 
Hayatın amacı, nedir? 
"Biz, kendi yaşamımıza gereken biçimi vermek zorundayız." diyor Alfred Adler. Hayatın amacı, o biçimi verecek cesareti bulmaktır. 
Bugün şiirlere, resimlere, şarkılara konuk olan bütün sancılar cesaret ve korkaklık arasına sınır çiziyor.
Sınırları gördüm, belki düştüm, belki uçtum... 
Yarım yarım bırakılan bu hayat hikâyeleri birbirini tamamlar mı, matematikte elde kalmayınca komşudan bulunan o ondalık gibi... bilmem.
Kime göre?
-Bana!
.
.
.
Paylaşmak Güzeldir:    Facebook Twitter Google+

0 yorum:

Yorum Gönder