6 Ekim 2022 Perşembe

Masadan Notlar-2

...

Beraber bir masada oturuyorlardı. Ona bakmaktan kendini alamıyorken kalbinin sesini bugüne değin hiç bu kadar güçlü hissetmediğini farketmişti. Nasıl olabilirdi bu?
Aynada ki yansıması gibi duruyordu, bedenen değilse bile ruhen böyleydi. Henüz tanışalı saatler olmuştu hâlbuki. Sorular sormak, hayatını ezberlemek gereksizdi. Sadece yüzüne bakmak istiyordu. İçinde açan bu umut çiçeklerinin bahçıvanını bulmuştu. 
O sırada garson gelip kahvelerini masaya bırakmıştı ama onu farketmediler. Kendileri hariç dış dünyaya tebeşirle sınır çizmiş gibiydiler. Sanki bu sınırın dışına çıkarlarsa veya bir başkasının içeri girmesine izin verirlerse oyun bozulacaktı. Evet bu oyundu, hayatı bir seksek oyunu gibi görüyorlardı. Ellerinde seksek taşları, sırası gelen taşını istediği yere atmak zorundaydı. 
Bugüne kadar hayatta hangi taşı atsak diye düşünürken belki de hedefleri tutturamamış üzülürken birbirlerini bulmuşlardı. Artık o taşı beraber atacaklardı ve bu onları güçlü kılmıştı. Kahvelerini bitirmişlerdi. Hesabı ödeyip yürümeye karar verdiler. Dünyanın en basit eylemi sayılabilecekken mutlulukları yüzlerinden okunuyordu.
Yürümekten mi mutluydular, yoksa  "dünyada eşini bulanın garip olmayacağını mı" ispatlıyorlardı bilinmez...
Sokağın sonuna doğru ilerliyorlardı. Adımları birbirlerine senkron olmuştu. İkisi de sessizdi. Bu sessizliği aklından geçenlerin hızı bozuyordu. Dünyada onunla yan yana olmanın bu denli güzel oluşuyla hayretler içerisindeyken aynı evin her metre karesinde ne kadar mutlu olabileceğini hayal ediyordu. 
Hayatında hiç sarhoş olmamıştı, alkol nedir bilmezdi. Ama şu an vücudunu saran bu duyguya bir isim verecek olsa sarhoşluk diyebilirdi.
.
.
.
Paylaşmak Güzeldir:    Facebook Twitter Google+

0 yorum:

Yorum Gönder