2 Aralık 2022 Cuma

Kalbimden Notlar/Son

    Defterlerin sol tarafında kalan sayfalara yazı yazmayı, kulaklıkla müzik dinlerken birilerinin bana seslenmesini, ağlayarak konuşacak kadar dolup taşmayı... 
Sevmem, bilirsin. Tam da sevmem dediğim şeylerin içindeyim bunu da farketmişsindir. Bu sayfa defterin solunda kalıyor, ben de ömrümün solunda takılı kaldım. Benzer şeyler.
Masada Cemil Meriç/ Bu Ülke kitabı duruyor. Ben bu ülkenin bir öğretmeniyken tanıştım seninle. Cemil Meriç'in anlattığı ülke davasının tam aksine masallarda olan bir ülke var içimde. Olmaz ya hani, oldu varsayalım, herkes mutlu bu ülkede.
Ben mi? Ben yaşadıklarımı hep mutlulukla harmanladım. Bu yolun başında kulağıma okunan ezan kadar kıymetli bir türküyle adım attım hayat yoluna. Bize atadan kalan yalnızca mal mülk mü sanıyorsun? Aşklarımızın yolu dahi miras bize.
Küf kokan odalarda naftalinle karışmış nakışlı bir bohçaya sarılı halde buldum bu masalı. Öylece tutuşturulmadı yani elime. Ben naftalin kokusunu hep sevdim çünkü. 
Naftalin demek, babannemin ağarmış saçlarına karışan şefkatin hatırlatıcısı demek. Orada duruyor hâlâ. Tozlu raflardan her gün indirip inceliyorum bir çeyiz gibi. Nadide bir parça gibi. 12'li yemek takımlarının kırılınca kıymeti bilinen bir parçası gibi...
Söylemiştim. Naftalin kokusunu çok severim ben. Elimden gelse anıları da naftalin dolu bohçalarda saklardım. Saklayamadıkça, hayatı detaylandırmayı öğrendim. Ne kadar çok detayı hatırlarsam, o anıya o kadar kolay dönebilirmişim gibi geldi. 
Bedenen belki 12, kimlikte yazan 24 yaşım akıl yaşına vurulduğunda 6 yaşında bütün masumluğuyla her şeyin güzel olacağına inanan o çocuk gibi...
Oysa bazen anılar konuk olunca muhabbetlere "bu yaşlar annemin annelik yaşı" Öyle söyler. Ben de anne oldum anne! İyi duygularımı hâlâ büyütmeye çalışıyorum. Kötülerin tek ayak üstünde beklemesini istiyorum. 
Bir fotoğtafı var, o fotoğrafta yeşeriyor tüm duygularım. Her seferinde yeniden doğup büyüyor. Siyah beyaz oluşuna bakma fotoğrafın. İçimde kaç renk eder tahmin dahi edemezsin. Onu tanımadan evvel aşkı çok merak ediyordum. Milim milim aradım sordum. Aramayı bıraktığım gün onu buldum. Bir takvim yaprağında ben aradığım tüm soruları, dünyada kimsenin görmediği bir rengi buldum.
Bulmuştum, içimde kaybetmediğim sürece bu anlam içimde büyüyecek, anladım. 
.
.
.
Paylaşmak Güzeldir:    Facebook Twitter Google+

0 yorum:

Yorum Gönder